Tâhâ Sûresi 99 - 113. Ayetler
99. İşte böylece geçmişlerin haberlerinden bir kısmını sana hikâye ediyoruz ve sana kendi tarafımızdan bir kitap da vermişizdir.
100. Her kim ondan yüz çevirirse şüphe yok ki, o kıyamet günü bir ağır günah yükü yüklenecektir.
101. Orada ebediyyen kalıcılardır ve onlar için kıyamet gününde o ne fena bir yük olmuştur.
102. O gün ki, sur'a üfürülür ve o gün suçluları gök gözlü olarak haşr ederiz.
103. Aralarında gizlice konuşurlar ki: dünyada on günden ziyade kalmış olmadınız.
104. Biz onların ne diyeceklerini daha iyi biliriz, o vakit ki, onların daha olgunca görüş sahibi olanları diyecektir ki, siz bir günden başka kalmış olmadınız.
105. Ve sana dağlardan sorarlar. Binaenaleyh de ki: Onları Rabbim darmadağın edip savuracaktır.
106. Artık onları dümdüz, bomboş bir halde bırakacaktır.
107. Orada ne bir eğrilik ve ne de bir yumruluk göremezsin.
108. O gün çağırana tâbi olurlar. Onun için bir eğrilik yoktur ve sesler Rahman için bir korku ile kısılmıştır. Artık en hafif bir sesten başkasını işitemezsin.
109. O gün şefaat fâide vermez, ancak Rahman kime izin verirse ve kim için söylemeğe razı olursa o müstesnâ.
110. Onların ilerisinde olanı da, gerilerinde olanı da bilir. Onlar ise onu ilmen kuşatamazlar.
111. Ve yüzler Hayyı kayyum için zelilce bir vaziyet almışlardır ve zulümü yüklenmiş olan, muhakkak ki, hüsrana uğramıştır.
112. Ve her kim mümin olduğu halde güzel amellerden işlerse artık o ne zulüme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.
113. Ve böylece o'nu Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve o'nda tehditlerden mükerrer şeyler açıkladık. Belki korunurlar, yahut onlar için bir öğüt vücuda getirmiş olur.