Kehf Sûresi 35 - 45. Ayetler

35.   Ve o nefisine zulümeder olduğu halde bağına girdi, dedi ki: Ben zannetmem ki, bu ebediyyen yok olsun.

36.   Ve zannetmem ki, kıyamet kopsun ve eğer Rabbime döndürülür isem elbette bundan daha hayırlı bir merci bulurum.

37.   Arkadaşı ona, onunla karşılıklı konuşarak dedi ki: Seni topraktan, sonra bir nutfeden yaratan, sonra da seni bir erkek olarak tesviye edeni inkâr eder mi oldun?

38.   Fakat ben inanıyorum ki o Allah benim Rabbimdîr ve ben Rab'bîme hiçbir ferdi ortak edinmem.

39.   Bağına girdiğin zaman "Maşallah, lâ kuvvete illâ billâh” demeli değil mi idin? Eğer beni malca ve evlâtça senden daha az görüyorsan.

40.   Umulur ki, Rabbim bana senin bağından daha hayırlısını verir ve senin bağın üzerine de gökten bir yıldırım gönderir de orası kayacık bir toprak kesilir.

41.   Yahut suyu çekilir de artık onu aramaya asla güç yitiremezsin.

42.   Ve meyvesini servetini helâk kapladı. Artık ona sarfettiği şeylerden dolayı iki avucunu ovuşturmaya başladı. O bağ ise çardakları üzerine çökmüş ve diyordu ki: Ne olurdu, ben Rabbime bir ferdi ortak koşmamış olsaydım!

43.   Ve onun için Allah'tan başka yardım edecek bir cemaat de yok idi ve kendisi de kendisine yardım edebilecek bir halde değildi.

44.   Böyle bir vaziyette velâyet, ancak hak olan Allah'a mahsustur. O sevapça en hayırlıdır ve âkibetce de en hayırlıdır.

45.   Ve onlara dünya hayatının mİsalini irad et. Bir su gibi ki, onu gökten indirdik, sonra onunla yerin bitirmiş olduğu şeyler karıştılar. Sonra da cüzleri kurudu parçalandı, rüzgârlar onu savurur, dağıtır oluverdi. Ve Allah Teâlâ her şey üzerine gücü yetendir.