Kehf Sûresi 28 - 34. Ayetler

28.   Ve nefisince de sabret, o kimseler ile beraber ki, sabah ve akşam Rab'lerine dua ederler, o'nun cemalini dilerler ve dünya hayatının ziynetini dileyerek onlardan gözlerini çevirme ve o kimseye uyma ki, bizim zikrimizden kalbini gafil kılmışızdır ve havasına tâbi olmuştur ve işi de israftan ibaret bulunmuştur.

29.   Ve de ki: Hak Rabbinizdendir. Artık kim dilerse imân etsin ve kim dilerse inkâr eylesin. Şüphe yok ki, biz zalimler için bir ateş hazırlamışızdır. Onun perdeleri kendilerini kuşatmıştır. Ve eğer yardım dileğinde bulunacak olurlarsa katran gibi bir su ile imdat olunurlar ki, yüzleri kavurur. O ne fena içki, ne fena rahat edilecek bir yer!

30.   Şüphe yok, o kimseler ki, îmân ettiler ve güzel güzel amellerde bulundular biz elbette öyle güzel amel işleyenlerin mükâfatını zâyi etmeyiz.

31.   İşte onlar için adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar. Orada tahtlar üzerine kurularak altından bilezikleri ile süsleneceklerdir ve ince dibadan ve kalın dibadan yeşil elbiseler giyeceklerdir. O ne güzel mükâfattır ve ne kadar güzel bir kalma yeridir.

32.   Onlara iki erkeği misâl getir ki Biz; onlardan birine iki üzüm bağı vermiş ve bunları hurmalıklarla kuşatmış ve aralarında da bir ekin yetiştirmiştik.

33.   O iki bağ da yemişlerini meydana getirmiş ve onlardan hiçbir şey noksan bırakmamıştı ve bunların arasında da bir ırmak akıtmıştık.

34.   Ve onun için başka bir nevi mal da vardı. Sonra o arkadaşına onunla konuşarak dedi ki: Ben malca senden daha fazlayım ve cemaatce de senden daha kuvvetliyim.