Âl-i İmran Sûresi 158 - 165. Ayetler

158. Ve şüphe yok ki ölseniz de, öldürülseniz de her halde Allah Teâlâ'nın huzurunda toplanacaksınız.

159. İmdi Allah Teâlâ'dan bir rahmet sebebiyledir ki, onlara yumuşak davrandın ve eğer sen çirkin huylu, katı yürekli olsaydın, elbette etrafından dağılırlardı. Artık onları affet, onlar için af talebinde bulun ve onlar ile emr hususunda müşavere yap. Sonra azmettiğin zaman da Allah Teâlâ'ya tevekkül et. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ tevekkül edenleri sever.

160. Eğer Allah Teâlâ size yardım ederse artık size galip olacak kimse yoktur. Ve eğer sizi bozguna uğratırsa artık ondan sonra size yardım edecek kimdir. Ve mü'minler ancak Allah Teâlâ'ya tevekkül etsinler.

161. Bir Peygamber için emanete hiyanet etmek doğru olamaz. Her kim hiyanet ederse o hıyanet ettiği şey ile kıyamet gününde gelir. Sonra her şahsa kazanmış olduğu şey ödenir ve onlar zulüm olunmazlar.

162. Ya Allah Teâlâ'nın rızâsına tâbi olan kimse. Allah Teâlâ'dan müthiş bir gazapla dönen ve durağı cehennem bulunan kimseye benzer mi? Ne fena bir dönüş yeri.

163. Onlar Allah Teâlâ'nın katında derece derecedirler. Ve Allah Teâlâ yaptıkları şeyleri hakkıyla görücüdür.

164. Andolsun ki, Allah Teâlâ mü'minlere lütufta bulundu. Çünkü içlerinde kendilerinden bir peygamber gönderdi ki: Onlara Hak Teâlâ'nın âyetlerini okuyor ve onları temizliyor ve onlara kitap ve hikmeti öğretiyor. Halbuki bundan evvel apaçık bir dalâlet içinde bulunmuş idiler.

165. Vakta ki size bir musibet İsabet etti, halbuki, siz onun iki katını düşmanlarınıza İsabet ettirmiş idiniz, bu musibet nereden mi dediniz? De ki: O kendi nefisleriniz tarafındandır. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ herşeye kadirdir.