Sebe' Sûresi 40 - 48. Ayetler

40.   O gün (Allah), onların hepsini mahşere toplayacak sonra meleklere şöyle diyecek: "Şunlar size mi tapıyorlardı?"

41.   (Melekler de:) "Seni tenzih ederiz, onlara karşı sığınacak dostumuz sensin. Hayır! Onlar cinlere tapıyorlardı, Çoğu onlara inanmışlardı" derler.

42.   İşte o gün birbirinize ne bir fayda, ne de zarar vermeye gücünüz yetmez. O zulmedenlere deriz ki: Yalan deyip durduğunuz ateşin azabını tadın bakalım!

43.   Karşılarında açık deliller halinde âyetlerimiz okunduğu zaman o zalimler: "Bu, sizi atalarınızın taptığı tanrılardan çevirmek isteyen bir adamdan başka bir şey değildir" dediler. "Hak kendilerine geldiği zaman inkar edenler: Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" dediler.

44.   Halbuki biz onlara öyle ders alacakları kitaplar vermedik ve kendilerine senden önce bir uyarıcı peygamber de göndermedik.

45.   Onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı. Hem bunlar onlara verdiklerimizin onda birine ermediler; böyle iken peygamberimizi yalanladılar; ama benim karşılığım nasıl oldu.

46.   De ki: "Size sadece bir tek nasihat edeceğim, şöyle ki: Allah için ikişer üçer ve teker teker kalkın, sonra da iyi düşünün; arkadaşınızda delilikten eser yoktur! O, yalnız şiddetli bir azabın öncesinde sizi sakındıran bir peygamberdir."

47.   De ki: "Ben sizden bir ücret istemişsem, o, sizin olsun. Benim ücretim ancak Allah'a aittir. Allah her şeye şahittir."

48.   De ki: "Gerçekten Rabbim, hakkı batılın yerine veya (dilediği kimsenin kalbine koyar) O, gaybı çok iyi bilendir".