Hûd Sûresi 98 - 108. Ayetler

98.   (Firavun) kıyamet gününde kavminin önüne düşer; derken onları suya götürür gibi ateşe götürür. O varılan yer de ne kötü yerdir!

99.   Onlar, hem burada, hem de kıyamet gününde lânetle izlendiler. Onlara verilen destek ne kötü destekdir!

100. İşte bu, halkı helâk olmuş memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana kıssa olarak anlatıyoruz; onlardan (bu güne kadar) kalan da vardır, biçilen ekin gibi (yok olan) da vardır.

101. Biz onlara zulmetmedik; fakat kendilerine zulmettiler. Allah'ın dışında taptıkları tanrıları, Rabbimin emri geldiği zaman kendilerine hiçbir fayda sağlamadı, ziyanlarını artırmaktan başka hiçbir şeye yaramadı.

102. İşte Rabbin memleketleri zulmederlerken çarptığı zaman böyle çarpar; çünkü onun çarpması çok acı, çok şiddetlidir.

103. Şüphesiz bunda, ahiret azabından korkanlar için bir ibret vardır. O, bütün insanların kendisinde toplanacağı bir gündür ve o, mutlaka görülecek bir gündür.

104. Biz onu kıyamet gününü sadece sayılı bir süreye kadar erteleriz.

105. O gün, O'nun izni olmadan hiç kimse söz söyleyemez. Artık kimi bedbahttır, kimi mutlu!

106. Bedbaht olanlar ateştedirler; orada onların öyle feci nefes alıp vermeleri ve hıçkırışları vardır ki.

107. Rabbinin dilediği hariç, onlar gökler ve yer durdukça orada ebedî kalacaklardır. Çünkü Rabbin dilediğini hakkıyla yapandır.

108. Ama mutlu olanlar cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç gökler ve yer durdukça onlar da orada ebedî kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır.