Yûsuf Sûresi 96 - 103. Ayetler
96. Ne vakit ki müjdeci geldi, onu yüzünün üzerine koydu, hemen görür hâle döndü. Dedi ki: Ben size dememiş mi idim ki, sizin Allah tarafından bilmeyeceklerinizi ben bilirim.
97. Dediler ki: Ey babamız! Bizim için günahlarımız hakkında af dileğinde bulun, muhakkak ki, biz hatâ ediciler olmuşuzdur.
98. Dedi ki: Sizin için Rabbimden yakında bağışlanma talebinde bulunacağım. Şüphe yok ki, o, bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.
99. Ne zaman ki, Yûsufun yanına girdiler, babasıyle anasını yanına alıp kucakladı ve dedi ki: Mısır şehrine inşallah güven içinde giriniz.
100. Ve babası ile anasını yüksek bir taht üzerine kaldırdı ve onun için hepsi secdeye kapandılar ve dedi ki: Ey babacığım! işte bu, evvelce görmüş olduğum rüyâmın yorumudur. Onu Rabbim gerçekleştirdi ve muhakkak ki, bana ihsanda bulundu. Çünki beni zindandan çıkardı ve sizi çölden getirdi, benim ile kardeşlerimin arasını şeytan bozduktan sonra. Şüphe yok ki, Rabbim dilediğine lûtfedicidir. Muhakkak ki, çok iyi bilen ve hikmet sâhibi olan o'dur o.
101. Ya Rabbi! Muhakkak ki, sen bana mülkten verdin ve hâdiselerin bir kısım yorumunu bana öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Benim dünyada da âhiretde de veliyyi nimetim sensin. Beni Müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat.
102. İşte bu gayb haberlerindendir. Onu sana vahy ediyoruz. Halbuki sen onların yanlarında değildin, o zaman ki, onlar işlerini yapmaya toplanmışlar ve onlar hile yapar bulunmuşlardı.
103. Ve insanların çoğu sen fazlaca arzu etsen de imân edici kimseler değildirler.