Yûsuf Sûresi 31 - 37. Ayetler

31.   Ne zamanki, onların gizledikleri dedikodularını işitti, onlara bir davetçi gönderdi ve onlar için çakı ile kesilecek bir yemek sofrası hazırladı. Ve onlardan her birine bir bıçak verdi. Ve ey Yûsuf! Onların karşılarına çık dedi. Vaktaki onu gördüler, onu pek büyüttüler ve kendi ellerini kesiverdiler ve dediler ki: Allah Teâlâ'yı tenzîh ederiz, bu bir insan değil, bu ancak üstün bir melektir.

32.   Dedi ki: İşte bu o kimsedir ki, bundan dolayı beni kınadınız. Yemin ederim ki, ben onun nefisinden muradımı istedim de o kaçındı günâha girmek istemedi. Ve eğer benim ona emrettiğimi yapmaz ise elbetde zindana atılacaktır. Ve elbetde zillete düşmüş olanlardan olacaktır.

33.   Yûsuf dedi ki: Rab'bîm! Benim için zindan, beni kendisine dâvet ettikleri şeyden daha sevgilidir. Ve eğer beden onların hilelerini bertaraf etmez isen onlara meyleder ve câhillerden olmuş olurum.

34.   Artık onun duâsını Rabbi kabul etti de ondan onların hilelerini bertaraf buyurdu. Şüphe yok ki, O'dur hakkıyla işiten, tamamiyle bilen O'dur.

35.   Sonra onlara, o gördükleri delilleri müteakip onu herhalde bir müddet zindana atmaları kanaati uygun göründü.

36.   Ve onunla beraber iki genç de zindana girdi. Bunlardan biri dedi ki: Muhakkak ben kendimi rüyada görüyorum ki, şarap sıkıyorum. Diğeri de dedi ki: Ben de kendimi görüyorum ki, başımın üstünde bir ekmek taşıyorum. Ondan kuşlar yiyor. Bize bunun yorumunu haber ver. Şüphesiz ki, biz seni iyilik sahiplerinden görüyoruz.

37.   Hz. Yûsuf'ta dedi ki: İkinizin rızıklanacağınız bir yemek gelmez ki, ancak ben onu daha size gelmezden evvel haber veririm. Bunlar bana Rabbimin öğretmiş olduğu şeylerdendir. Şüphe yok ki, ben Allah Teâlâ'ya iman etmeyen bir kavmin dinini terk ettim ve onlar evet onlar âhireti inkâr eden kimselerdir.