Tâhâ Sûresi 38 - 51. Ayetler

38.   Vaktaki, annene vahyolunacak şey'i vahyetmiştik.

39.   Şöyle ki: Onu tabut içine bırak sonra onu denize at. Hemen deniz de onu sahil bıraksın da onu bana da düşman ve ona da düşman olan, alıversin. Ve üzerine tarafımdan bir muhabbet bıraktım ki, hem de nezaretim önünde yetiştirilesin.

40.   O vakit ki, kız kardeşin gidip de diyordu ki; Ona bakacak bir kimse için size yol göstereyim mi? Artık seni annene döndürdük ki gözü aydın olsun da mahzun olmasın. Ve sen bir şahsı öldürdün, sonra seni o gamdan kurtardık ve seni fitneden fitneye uğratmıştık. Sonra Medyen ahalisi arasında senelerce kaldın, sonra da Ey Musa! Mukadder olduğu üzere bu muayyen zamana geliverdin.

41.   Ve seni kendi zatım için seçtim.

42.   Sen ve kardeşin âyetlerimle git ve benim zikrimde kusur etmeyiniz.

43.   Firavun’a gidiniz. Şüphe yok ki, o haddi tecavüz etmiştir.

44.   Ona yumuşakça söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar.

45.   Dediler ki: Ey Rabbimiz! Muhakkak biz korkarız ki, ya üzerimize şiddetle saldırır veya haddi tecavüz eder.

46.   Buyurdu ki: Korkmayın, şüphe yok ki, ben sizinle beraberim, işitirim ve görürüm.

47.   Haydin ona varıp da deyiniz ki, şüphe yok biz Rabbin iki resûliyiz, artık İsrail oğullarını bizimle beraber gönder ve onlara işkence etme, biz sana muhakkak Rabbin tarafından mucize ile geldik. Selâm ise hidayete tâbi olan kimse üzerinedir.

48.   Muhakkak bize vahyolundu ki, şüphe yok azap, yalanlayan ve yüz çeviren kimse üzerinedir.

49.   Firavun dedi ki: O halde Ey Musa! Sizin Rabbiniz kimdir?

50.   Hz. Musa dedi ki: Rabbimiz o zattır ki, her şeye hilkatini vermiş, sonra da doğru yolu göstermiştir.

51.   Firavun dedi ki: Öyle ise evvelki ümmetlerin hali neden ibarettir?