Tâhâ Sûresi 114 - 125. Ayetler
114. Artık şüphe yok ki, gerçek hükümdar olan Allah Teâlâ pek yücedir. Ve sana vahyedilmesi tamam olmadan evvel Kur’an'ı okumakta acele etme ve de ki: Yarabbi! Benim için ilmi artır.
115. Yemin olsun ki, bundan evvel Âdem'e de tavsiyede bulunmuştuk. O ise unuttu ve onun için bir azim de bulmadık.
116. Ve o vakti ki, Meleklere dedik. Âdem'e secde ediniz. Onlar da hemen secde ediverdiler. İblis müstesna, o kaçındı.
117. Biz de demiştik ki: Ey Âdem! Bu şüphesiz senin için ve eşin için bir düşmandır. Sizi cennetten çıkarmasın, sonra meşakkate düşmüş olursun.
118. Muhakkak ki, senin için orada acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.
119. Ve şüphesiz ki, sen orada susamazsın ve güneşin hararetine uğramazsın.
120. Sonra ona şeytan vesvesede bulundu, dedi ki: Ey Âdem, sana ebedilik ağacını ve son bulmayacak bir mülkü göstereyim mi?
121. Artık ikisi de ondan yediler, hemen ikisi için avret mahalleri açılıverdi. Üzerlerine cennetin yaprağından yapıştırmağa başladılar. Ve Âdem Rabbine âsi oldu da şaşırdı kaldı.
122. Sonra onu Rabbi seçkin kıldı, tövbesini kabul etti ve onu doğru yola muvaffak buyurdu.
123. Buyurdu ki: Bazınız, bazınıza düşman olarak hepiniz oradan ininiz ne vakit size benden bir hidayet gelir de kim hidayete tâbi olursa artık sapıklığa düşmez ve bedbahtlığa uğramaz.
124. Ve her kim benim zikrimden kaçınırsa artık şüphe yok ki, onun için pek dar bir geçim vardır ve onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.
125. Der ki: Yarabbi! Ne için beni kör olarak haşrettin ve halbuki, ben görücü idim.