Mü'minûn Sûresi 90 - 104. Ayetler

90.   Hayır... Biz onlara hakkı getirdik. Onlar ise şüphe yok ki, elbette yalancılardır.

91.   Allah hiçbir çocuk edinmedi ve O'nunla beraber hiçbir ilâh da yoktur. O zaman her ilâh, kendi yarattığı ile giderdi ve bazıları bazısı üzerine yükselirdi. Allah ise onların vasfettiklerinden münezzehtir.

92.   Gaip olanı da, aşikâre bulunanı da bilendir. İşte onların ortak koştuklarından yücedir.

93.   De ki: Yarabbi! Eğer onlara yapılan tehdidi bana herhalde gösterecek isen...

94.   Yarabbi!, beni o zalimler olan kavmin içinde bulundurma.

95.   Ve şüphe yok ki, biz onlara yapmış olduğumuz tehdidi sana göstermeğe elbette kadirleriz.

96.   Sen o kötülüğü en güzel olan şey ile defet. Biz onların neler ile vasfeder olduklarını daha iyi biliriz.

97.   Ve de ki: Yarabbi! Ben sana şeytanların vesveselerinden sığınırım!

98.   Ve yarabbi!, sana sığınırım, onların huzuruma gelmelerinden.

99.   Nihayet onlardan birine ölüm gelince derki: Yarabbi! Beni geri gönderin.

100. Belki ben terkettiğim şey hususunda bir iyi amel isterim. Hayır, bu bir lakırdıdır ki: Bunu söyleyen O'dur ve onların önlerinde diriltilecekleri güne kadar engel vardır.

101. Sura üfürüleceği zaman artık aralarında ne soy bağları vardır ve ne de soruşurlar.

102. Artık kimin tartıları ağır gelirse işte kurtuluşu bulmuş olanlar, onlardır.

103. Ve kimin tartıları da hafif olmuş olursa işte nefislerine yazık etmiş olanlar, cehennemde ebedî kalanlar da onlardır.

104. Onların yüzlerini ateş şiddetle yakar ve onlar orada dudakları açılarak dişleri sırıtıp duran kimselerdir.