Meryem Sûresi 26 - 38. Ayetler
26. Artık ye ve iç ve gözün aydın olsun, imdi insanlardan bir kimseyi görürsen de ki: Ben Rahman için oruç adadım, artık bugün hiç bir insan ile asla konuşmayacağımdır.
27. Artık onu yüklenerek kavminin yanına getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Doğrusu pek büyük, çirkin birşey ile gelmiş oldun.
28. Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir şahıs değildi ve anan da iffetden mahrum bulunmuş değildi.
29. Bunun üzerine ona çocuğa İsaret etti. Dediler ki: Biz daha beşikte bir çocuk bulunan ile nasıl konuşabiliriz?
30. O çocuk dedi ki: Ben şüphe yok Allah’ın kuluyum, bana kitap verdi ve beni bir Peygamber kıldı.
31. Ve beni nerde olsam mübarek kıldı ve bana hayatta olduğum müddetçe namaz ile ve zekât ile emretti.
32. Ve beni valideme itaatkâr kıldı ve beni bir zorba, isyankâr kılmadı.
33. Ve selâm benim üzerimedir, doğduğum günde ve öleceğim günde ve diri olarak kaldırılacağım günde.
34. İşte hak olan söze göre bu, kendisinde ihtilâfta bulundukları Meryem'in oğlu İsa'dır.
35. Allah için asla tasavvur olunamaz ki, kendisi için bir çocuk edinmiş olsun. O münezzehtir, hangi bir şeyi vücuda getirmek dileyince ona ancak ol der, o da hemen oluverir.
36. Ve şüphe yok ki, Allah benim de Rabbimdir, Sizin de Rabbinizdir. Artık yalnız ona ibadet ediniz. Bu, dosdoğru bir yoldur.
37. Sonra gruplar kendi aralarında ihtilâfa düştüler. Artık görülecek günün en şiddetli azabı, kâfir olan kimseler içindir.
38. Bize gelecekleri gün neler işitecekler ve neler göreceklerdir! Fakat o zalimler bugün pek zahir bir sapıklık içindedirler.