Kehf Sûresi 54 - 61. Ayetler
54. İlahlığımın şerefi hakkı için bu Kur'an'da insanlar için her türlü mİsalden çeşit çeşit beyan ettik. İnsan ise tartışma bakımından her şeyin ekseri olmuştur.
55. Kendilerine hüda Kur'an geldiği zaman insanları imân etmelerinden ve Rablerine istiğfarda bulunmalarından men eden olmadı, ancak kendilerine evvelkilerin sünnetinin haklarında mukadder olan helâkın gelmesini veya kendilerine azabın açıkça gelmesini istemeleri olmuştur.
56. Ve biz Peygamberleri göndermeyiz, ancak müjdeleyiciler uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise bâtılca mücadelede bulunurlar ki, onunla hakkı ibtal etsinler ve onlar bizim âyetlerimizi ve korkutulmuş oldukları şeyleri eğlence edindiler onlar için alayda bulundular.
57. Daha zalim kim vardır, o kimseden ki, Rabbi’ni n âyetleri kendisine hatırlatıldığı halde ondan hemen yüz çevirir ve iki elinin takdim etmiş olduğu şeyi unutmuş olur. Biz onların kalpleri üzerine onu güzelce anlayabilmelerine mâni perdeler, kulaklarında da bir ağırlık kılmış olduk ve onları hidayete davet edip dursan onlar yine o vakit hidayete ebediyyen ermezler.
58. Ve Rabbin mağfireti pek fazladır, rahmet sahibidir. Eğer onları kazandıkları sebebiyle cezalandıracak olsa elbette onlar için azabı çarçabuk getirirdi. Fakat onlar için va’d edilmiş bir zaman vardır. Onun ötesinde bir kurtuluş yeri bulamazlar.
59. Ve hatırlayınız o memleketleri ki, zulümeder oldukları vakti onları helâk ettik. Ve onların helâkleri için bir muayyen vakit tayin etmiş idik.
60. Ve hatırla, bir vakit ki, Musa genç arkadaşına demişti: Ben iki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, yahut uzun bir müddet geçireceğim.
61. Vaktaki, iki denizin birleştikleri yere ulaştılar, balıklarını unuttular. O vakit o balık denizde bir yarığa doğru yolunu tutmuştu.