İsrâ Sûresi 87 - 96. Ayetler
87. Ancak Rabbinden bir rahmettir ki, o vahy ettiğini gidermiyor şüphe yok ki, onun lütfü senin üzerinde pek büyüktür.
88. De ki: Andolsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplanacak olsalar, elbette onun bir benzerini getiremeyeceklerdir. İsterse, bazıları bazılarına yardımcı olsun.
89. Kutsal varlığım hakkı için ki, bu Kur'an'da insanlar için her bir misâlden çeşitli şekiller beyan ettik halbuki, insanların çoğu inkarcılar olarak kaçındılar.
90. Ve dediler ki: Biz sana imân etmeyiz. Bize yerden bir kaynak fışkırtmadıkça.
91. Veya senin için hurmalıklardan ve üzümlüklerden bir bahçe olsun da aralarında ırmakları şarıl şarıl akıtasın.
92. Veya göğü iddia ettiğin gibi üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri aşikâre olarak karşımıza getiresin.
93. Veyahut senin için altından bir ev olmalı veya göğe derece derece yükselesin ve senin yükselmene de asla inanmayız, ta ki, üzerimize kendisini okuyacağımız bir kitap indiresin. De ki: Rabbimi tenzih ederim ben bir beşer olan elçiden başka bir şey değilim.
94. İnsanları kendilerine hidayet geldiği vakit imân etmelerinden alıkoyan şey; başka bir şey değil, onların Allah bir insanı mı elçi olarak gönderdi demeleri olmuştur.
95. De ki: Eğer yeryüzünde yerleşmişler olarak gezip dolaşan melekler olsa idi elbette onlara gökten Peygamber olarak bir melek indirirdik.
96. De ki: Allah Teâlâ benimle sizin aranızda şahit olarak kâfidir. Şüphe yok ki, o, kullarından haberdardır, onları hakkıyla görücü bulunmaktadır.