A'raf Sûresi 44 - 51. Ayetler
44. Ve cennet ashabı, cehennem ehline nidâ edip: Rabbimizin bize vâd ettiğini biz şüphe yok ki hak bulduk, siz de Rabbinizin vâd ettiğini hak buldunuz mu? Diye soracaklar. Onlar da: Evet... Diyecekler. Derken aralarında bir çağırıcı: Allah Teâlâ'nın lâneti zâlimlerin üzerinedir, diye nidâ etmiş olacaktır.
45. Öyle zâlimler ki, Allah’ın yolundan men ederlerdi. Ve o yolun eğri büğrü olmasını isterlerdi. Ve onlar âhireti inkâr eden kimseler idi.
46. Ve onların arasında bir perde vardır. Ve A'raf üzerinde de birtakım adamlar vardır ki, hepsini de alâmetleriyle tanırlar. Cennet ehline Selâmünaleyküm diye nidâ ederler. Ve bunlar ümit var oldukları halde henüz cennete girmemiş bulunurlar.
47. Ve onların gözleri ateş ehli tarafına çevrildiği zaman da: Rabbimiz! Bizi zâlimler topluluğu ile beraber kılma derler...
48. Ve A'raf ehli simalarındaki tanıdıkları bir takım kişilere de nidâ ederek derler ki: Size ne çokluğunuz ve ne de taslamakta olduğunuz büyüklük bir fâide vermiş olmadı.
49. Ya o kimseler mi idi ki, Allah onları rahmetine kavuşturmaz, diye yemin ediyordunuz! Cennete giriniz, size ne bir korku vardır ve ne de siz mahzun olacaksınız.
50. Ve ateş ehli, cennet ehline nidâ ederek: Suyunuzdan veya Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden bizim üzerimize döküveriniz diye yalvaracaklar. Onlar da: Şüphe yok ki, Allah Teâlâ bunları kâfirler üzerine haram kılmıştır diyecekler.
51. O kimseler ki, dinlerini bir eğlence ve bir oyun edindiler ve onları dünya hayatı aldatmış oldu. Artık onlar bu günlere yetişeceklerini unuttukları gibi ve bizim âyetlerimizi inkâr eder oldukları gibi biz de onları bugün unutacağız.