A'raf Sûresi 12 - 22. Ayetler

12.   Buyurdu ki: Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten ne men etti. Dedi ki: Ben ondan hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.

13.   Buyurdu ki: Artık oradan aşağı in, çünkü orada senin için böbürlenmek salâhiyyeti yoktur. Artık çık, şüphe yok ki, sen alçaklardansın.

14.   Dedi ki: Bana dirilecekleri güne kadar mühlet ver.

15.   Buyurdu ki: Sen muhakkak mühlet verilmişlerdensin.

16.   Dedi ki: Sen beni azgınlığa uğrattığından dolayı ben de yemin ederim ki elbette onlar için senin dosdoğru yolun üzerinde oturacağım.

17.   Sonra muhakkak ki, onların önlerinden, arkalarından, sağ taraflarından ve sol taraflarından geleceğim ve onların ekserisini şükür ediciler bulmayacaksın.

18.   Buyurdu ki: Haydi oradan yerilmiş, kovulmuş olarak çık. Andolsun ki onlardan her kim sana tâbi olursa elbette cehennemi sizden, hepinizden dolduracağım.

19.   Ve ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşiniz, dilediğiniz yerden yiyiniz ve şu ağaca yaklaşmayınız, sonra ikiniz de zalimlerden olursunuz.

20.   Sonra şeytan, ikisine de onların kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini onlara açıvermesi için vesvese vermeğe başladı. Ve Rabbiniz sizi bu ağaçtan yasaklamadı, ancak iki melek olacağınız veya ebedî kalacaklardan bulunacağınız için yasakladı, dedi.

21.   Ve onlara yemin etti ki, ben muhakkak sizin için elbette hayrı tavsiye edenlerdenim.

22.   Artık onları bâtıl sözle aldattı. Vaktaki, ağaçtan tadıverdiler o kapalı avret yerleri kendilerine görünmeğe başladı. Onların üzerine cennetin yapraklarından kat kat örtüverdiler. Ve Rableri ise onlara nida etti ki: Sizi bu ağaçtan yasaklamış değil miydim ve size şüphe yok ki şeytan, size apaçık bir düşmandır, dememiş mi idim?