Nahl Sûresi 35 - 42. Ayetler
35. Bir de müşrikler dediler ki: "Allah, dileseydi ne biz ne de atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O'nsuz hiçbir şeyi haram kılmazdık." Bunlardan öncekiler de böyle yaptılar; buna karşı peygamberin vazifesi ancak açık bir tebliğden ibarettir.
36. Andolsun, biz her ümmete: "Allah'a ibadet edin ve tağuttan sakının" diye (emretmesi için) bir peygamber gönderdik. Sonra içlerinden kimine Allah hidayet nasip etti, kiminin de üzerine sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde bir gezin de bakın, peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu?
37. Sen, onların hidayet bulmalarını tutkuyla istesen de, şüphesiz Allah, sapıklıkta bırakacağı kimseleri hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.
38. "Allah, ölen kimseyi diriltmez" diye olanca yeminleriyle Allah'a yemin de ettiler. Hayır diriltilecek! Bu O'nun teahhüt buyurduğu gerçek bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
39. Diriltecek ki onlara ihtilaf ettikleri hakkı anlatsın ve onu inkar edenler kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler.
40. Bizim herhangi bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, onun için sözümüz sadece ona "Ol" dememizdir. O, hemen oluverir.
41. Allah uğrunda zulme uğradıktan sonra hicret edenlere gelince, elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz; bununla beraber ahiretin mükafatı elbette daha büyüktür, bir bilselerdi.
42. Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.