Kehf Sûresi 84 - 97. Ayetler
84. Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona muhtaç olduğun her şey için bir yol (vasıta) verdik.
85. O da bir yol tutup gitti.
86. Sonunda güneşin battığı yere varınca O, onu kara bir balçıkta batar buldu. Bir de onun yanında orada bir kavme rastladı. (Bunun üzerine biz:) "Ey Zülkarneyn! Onlara ya azap edecek veya haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin," dedik.
87. O, şöyle dedi: "Kim haksızlık ederse onu cezalandıracağız; sonra o, Rabbine gönderilecek; o da ona korkunç bir azap uygulayacak."
88. Her kim de iman edip iyi bir iş tutarsa, onun için en güzel bir karşılık vardır. Ve ona buyruğumuzdan kolay olanı söyleyeceğiz.
89. Sonra (yine) bir yol tuttu.
90. Sonunda güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlar için güneşe karşı bir siper yapmamıştık.
91. İşte böyle, onunla ilgili her şeyi biliyorduk, hepsinden haberdardık.
92. Sonra (yine) bir yol tuttu.
93. Sonunda iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.
94. Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cüc ve Me'cüc bu memlekette bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir set yapman için sana vergi verelim mi?"
95. Dedi ki: "Rabbimin beni içinde bulundurduğu iktidar daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle yardım edin de onlarla sizin aranıza sapasağlam bir engel yapayım."
96. "Bana demir kütleleri getirin." Nihayet dağın iki ucunu aynı seviyeye getirince vadiyi doldurunca "körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirince: "Getirin bana, üzerine erimiş bakır dökeyim" dedi.
97. Artık onu, ne aşabildiler, ne de delebildiler.