Furkân Sûresi 12 - 20. Ayetler

12.   (Ateş), onları gördüğü zaman ona özgü bir öfkelenme ve uğultu işitirler.

13.   Elleri boyunlarına bağlı olarak cehennemin dar bir yerine atıldıkları zaman orada helak olmayı isteyip-haykırırlar.

14.   "Bugün bir helaki isteyip-haykırmayın, çok helaki isteyip haykırın" denir.

15.   De ki: "ya o mu hayırlı, yoksa takvâ sahiplerine vâdolunan ebedi cennet mi? Ki orası kendilerine bir mükâfat ve sonunda varacakları bir konak bulunuyor."

16.   Onlar için orada ne isterlerse var, hem de orada ebedi kalacaklar. Bu, Rabbinin üzerine aldığı (yerine getirilmesi) istenen bir va'ddir.

17.   Hele onları Allah'tan başka taptıkları şeylerle bir araya getirip de onlara şöyle buyurduğunda: "Siz mi saptırdınız kullarımı, yoksa kendileri mi yolu kaybettiler?"

18.   Derler ki: "Sen yücesin; senden başka veliler edinmemiz bize yakışmaz; fakat sen onları ve atalarını zevke daldırdın, o kadar ki sonunda (seni) anmayı unuttular ve helâke giden bir kavim oldular."

19.   Denilir ki demek (ilahlarınız) sizi sözünüzde yalancı çıkarmışlardır, artık ne (azabı) savmaya, ne de bir yardıma çare bulamayacaksınız ve içinizden her kim zulmederse ona büyük bir azap tattıracağız.

20.   Biz Senden önce de peygamberleri başka türlü göndermedik; şüphesiz onlar hem yemek yiyorlar, hem de çarşılarda geziyorlardı. Bir de bazınızı diğerine bir imtihan aracı kılmışızdır ki bakalım sabredecek misiniz? Rabbin hakkıyla görendir.