Âl-i İmran Sûresi 141 - 148. Ayetler
141. Bir de böylece Allah iman edenleri seçip arındırmak ve kâfirleri helâk etmek ister.
142. Yoksa siz Allah içinizden cihat edenleri belli etmeden ve sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?
143. Andolsun, siz ölümle karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, bakıp duruyorsunuz!
144. Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse, siz gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Her kim geri dönerse, kesinlikle Allah'a zarar vermiş olmayacaktır. Allah şükredenleri pek yakında mükâfatlandıracaktır.
145. Allah'ın izni olmadıkça kimse için ölmek yoktur. O, süresi yazılmış şaşmaz bir yazıdır. Bununla beraber her kim dünya nimetini isterse, ona ondan veririz, kim de ahiret sevabını isterse, ona da ondan veririz. Şükredenleri ise, muhakkak ki mükâfatlandıracağız.
146. Nice peygamberler vardı ki, beraberinde Rabbe kulluk eden birçok erenler olduğu halde savaştılar da Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşemediler, zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.
147. Başka bir şey söyledikleri de yoktu. Sadece "Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla, cihat meydanında ayaklarımızı sağlamlaştır ve kâfirlere karşı bizleri muzaffer kıl!" diyorlardı.
148. Sonunda Allah da kendilerine hem dünya nimetini hem de ahiretin güzel sevabını verdi. Öyle ya, Allah güzel iş yapan muhsinleri sever.