Müddessir Sûresi 18 - 47. Ayetler
18. O, düşündü taşındı, ölçtü biçti.
19. Kahrolası, ne biçim ölçtü biçti!
20. Sonra kahrolası ne biçim ölçtü biçti!
21. Sonra baktı.
22. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı.
23. En sonunda sırtını dönüp gitti ve kibrine yenildi.
24. “Bu” dedi, “Olsa olsa eskilerden nakledilmiş bir sihirdir.
25. Bu, insan sözünden başka bir şey değildir.”
26. Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım.
27. Sen bilir misin sekar nedir?
28. Bitirir ama yok olmaya da bırakmaz;
29. İnsanları kavurur.
30. Orada on dokuz görevli vardır.
31. Biz cehennemin işlerine bakmakla yalnız melekleri görevlendirmişizdir. Onların sayısını da inkâr edenler için sadece bir imtihan vesilesi yaptık ki böylelikle kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, inananların imanı artsın; kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler; kalplerinde hastalık bulunanlar ve inkârcılar da, “Allah bu sayı misaliyle ne demek istemiş olabilir?” desinler. İşte Allah böylece dilediğini sapkınlıkta bırakır, dilediğine de doğru yolu gösterir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. İşte bu, insanlık için sadece bir öğüttür.
32. Hayır hayır (öğüt almazlar). Aya andolsun!
33. Dönüp gitmekte olan geceye;
34. Ağarmakta olan sabaha andolsun ki,
35-37. O (cehennem), insanlar için, sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için uyarıcı büyük cezalardan biridir.
38. Her nefis, yaptıklarına karşılık tutulan bir rehindir;
39. Ancak hakkın ve erdemin tarafında olanlar başka:
40-41. Onlar cennetlerdedir; günahkârlar hakkında birbirlerine sorular sorarlar?
42. “Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?”
43. Onlar şöyle cevap verirler: “Biz namaz kılanlardan değildik;
44. Yoksulu doyurmuyorduk;
45. (Günaha) dalanlarla birlikte biz de dalıyorduk,
46. Ceza gününü de asılsız sayıyorduk,
47. Sonunda bize ölüm geldi çattı.”