Duhân Sûresi 19 - 39. Ayetler

19-21. “Allah’a baş kaldırmayın. Kuşkusuz size, söylediklerimi kanıtlayacak açık bir delil sunacağım. Beni taşa tutmanıza karşı, benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah’a sığınırım. Eğer bana inanmazsanız bari yolumdan çekilin.”

22.   Sonuç alamayınca rabbine, “Bunlar günaha batmış bir topluluk!” diye arzıhal etti.

23-24. Rabbi şöyle buyurdu: “Kullarımı gece harekete geçir; kuşkusuz peşinize düşülecektir. Denizde açılan yolu olduğu gibi bırak, onlar boğulmaya mahkûm bir ordudur.”

25-27. Geride nice bahçeler, su kaynakları, ekili ürünler ve iyi bir konum, vaktiyle içinde yüzdükleri refah bıraktılar!

28.   İşte böyle oldu. Biz de bunları başka bir topluluğa miras olarak verdik.

29.   Onlar için ne gök ağladı ne de yer. Kendilerine aman da verilmedi.

30-31. Gerçekten İsrâiloğulları’nı aşağılayıcı bir azaptan, Firavun’un işkencesinden kurtarmış olduk. O haddi aşan, ululuk taslayan birisiydi.

32-33. Bunları, bilerek (çağdaşları olan) diğer topluluklara göre seçkin kıldık ve onlara, kendileri için apaçık imtihan içeren mûcizeler verdik.

34-36. Onlar, kesin bir dil ile şunu söylüyorlar: “Bu iş bizim ilk (ve son olarak) ölüp gitmemizden ibarettir, biz artık yeniden diriltilecek değiliz. Siz doğru söylüyorsanız (ölmüş) babalarımızı geri getirin!”

37. Bunlar mı güçlü, Tübba‘ın kavmi ve ondan öncekiler mi? Onların tamamını helâk ettik; çünkü onlar günaha gömülmüşlerdi.

38-39. Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri oynayıp eğlenmek için yaratmadık. Bunları hakikat ve hikmet çerçevesinde yarattık, fakat çoğu bunu bilmez.